13 Şubat 2024 Salı
Tüm ülkeyi yasa boğan deprem felaketinden sonra maalesef pek çok insan yakınını kaybetmenin acısıyla baş etmeye çalışıyor.
Bu kayıp ve yas süreci ize kişiden kişiye ve birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Kişinin yaşadığı, büyüdüğü çevre ve kültür etkisi, başkalarıyla ilişkileri, baş etme yöntemleri, manevi inançlar, kaybın nasıl gerçekleştiği, kaybın büyüklüğü, yakınlığı ve başa çıkma stratejilerinin farklı olduğunu dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kayıp sonucu yaşanan davranışsal, bilişsel, duygusal ve fiziksel tepkilerin görülmesi normaldir. Fakat ortalama 6 ay geçmesine rağmen sosyal, mesleki ve kişisel işlevselliğin giderek bozulması travmatik yas olarak tanımlanabilir” diye konuştu.
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, sevdiklerini kaybeden kişilere doğru bir şekilde destek olmanın yollarını anlatmanın yanı sıra, yas süreci ve evreleri ile ilgili de aşağıdaki bilgileri verdi:
Hissizlik evresidir. Sevdiği kişinin hayatını kaybettiğini öğrenen bireyin ilk tepkisi şok olur ve sevdiği kişiyi kaybettiğini kabul edemez, boşluğa düşer ve hayal kırıklığına uğrar. İnkâr ve kabullenememe normaldir. Bu evre birkaç saat ile birkaç hafta devam edebilir. Kişi iyi hissetmekten korkabilir, suçluluk duyabilir. Öfkesini çevresine yansıtabilir. Sakinleşmekte zorlanabilir veya normalden fazla tepkisiz olabilir.
Birkaç ay veya birkaç yıl sürebilen, kaybedilen kişiyi özleme ve arama evresidir. Kayıptan sonra kişi gerçeği daha iyi idrak etmeye başlar. Kişi dışarıda gördüğü birinin konuşmasını, davranışını ya da dış görünüşünü kaybettiği kişiye benzetir. Yas tutan birey iki ruhsal durum arasında gidip gelir. Özlem ve acı. Hissedilen özlem duygusu hayatını kaybeden kişiyi arama davranışını da beraberinde getirir.
Ruhsal çökkünlük ve ümitsizlik evresidir. Kişi kendisini teselli eden insanlara karşı düşmanlık besleyebilir çünkü teselli eden kişinin, hayatını kaybeden kişiyi önemsemediğini, bu durumu kabullendiğini düşünür. Hatta bazı durumlarda kişinin ölümünden sorumlu olabileceğini bile düşünebilir. Böyle bir durumda yas tutan kişi çevresinden teselli değil, kayıpla ilgili saygı beklemektedir.
Toparlanma evresidir. Yas tutan kişi artık olumsuz duygulara karşı daha güçlüdür. Öfkesini kontrol edebilir, hayatının eskisi gibi olmayacağını kabullenir, daha fazla empati kurabilir ve hayatını tekrar düzene sokabilir. Kaybedilen kişinin yokluğu kabul edilir ve rutin yaşama devam etmeye başlanır. Bu sırada da sosyalleşme yaşanır ve yeni beceriler kazanılır. Bu süreç yalnızca iyileşme veya yaranın iyileşme evresi değildir. Kişi daha önceden sahip olduklarına yeni durumu ile devam etmeye başlar. Yeni gerçekliğe adapte olmaya çalışır.
3-5 yaş: Değişen yaşam koşulları ve bozulan düzen çocukların uyum sorunları yaşamasına neden olur. Özellikle bu yaş grubunda maruz kalınan doğal afetin etkisi ile bağlantılı olarak korku, şaşkınlık ve güvensizlik hali oluşur.
6-11 yaş: Bu yaş grubundaki çocuklar artık olaylar hakkında mantıklı yorum yapabilecek olgunluğa erişmeye başlarlar. Yetişkinlerin de afetlere karşı savunmasız ve zayıf olduklarını görerek onlara karşı da güven kaybı yaşayabilirler.